YAZARLIK İSTEME İDDİASI DOĞRU DEĞİL
Avukat B.K. ile ilk tanışmaları nasıl oldu?
Müvekkilim bir avukat olarak girdiği davalarla ilgili bir çalışma hazırlıyor ve bunun üzerine Çolak ile Instagram üzerinden görüşüyorlar. Çolak’ta görüşmek istiyor. Daha sonra müvekkilim avukat B.K. ofisteki sekreterine, “Batuhan beyi arar mısın? Müsaitse bugün saat 16:00 gibi görüşelim” diyor. Çolak da “Ben avukat hanımla kendim konuşurum” diyor ve müvekkilim B.K. ile iletişime geçerek başka bir saatte müsait olup olmadığını soruyor. Sonra akşam saati belirleniyor.
Yani Çolak’ın iddia ettiği gibi saat 19:30’da avukat B.K.’nın ısrarı üzerine ofiste buluşulmadı mı?
Kesinlikle doğru değil, ortak bir saat belirliyorlar. Bir de Çolak özellikle, 19:30’da ofise çağrıldığını söyleyerek değişik imalarda bulunuyor. Sanki 19:00’dan sonra çağırılırsa birisi birisine sarkıntılık edecek gibi bir izlenim vermeye çalıştı.
Aykırı haber sitesinde yazarlık yapmak istediği doğru mu?
Yazarlık kesinlikle söz konusu değil. Tek bir çalışma var ve bu çalışmanın yayınlanması üzerine görüşme gerçekleştiriliyor. Bu görüşme esnasında Çolak, kendisi de gazeteci olduğu için pek çok davası olduğunu söylüyor ve avukat hanıma kendi davalarına bakıp bakamayacağını soruyor. Müvekkilim de, “Belirli bir ücret karşılığında bakarız tabi, neden olmasın” diyor. Çolak’ın iddia ettiği gibi müvekkilim ücretsiz avukatlık yapma teklifiyle, Aykırı haber sitesinde yazarlık yapma talebinde bulunmadı. Suçlamalardan kurtulmak için kurguladığı senaryo bu.
OFİSTE ÖZÜR DİLEMİŞTİM ŞİMDİ DE DİLERİM
Çolak özür dilediğini mahkemede kabul etmiş fakat bu özrü avukat B.K.’nın mesaj atmayı bırakması için yaptığını söylüyor. Bu doğru mu?
Olayı başından almamız lazım. Görüşmeyi ofisin balkonunda yapıyorlar. Kahve içtikten sonra fincanları içeriye bırakmaya giden müvekkilime bir anda arkadan saldırıyor ve yüzünü çevirerek öptükten sonra dudaklarından öpmeye çalışıyor. Sarıldığı esnada müvekkilim Çolak’ı itiyor buna rağmen Çolak devam edince müvekkilim dirsek darbesiyle uzaklaştırıyor. Müvekkilim B.K., “Ne yapıyorsun sen, sapık mısın? Derhal burayı terk et. Özür dile benden” diyor ve Çolak’ta özür dileyip apar topar ofisten çıkıyor. Gittikten sonrada müvekkilim, Çolak’ı arıyor fakat açmıyor. Açmayınca müvekkilim Instagram’dan Çolak’a mesaj atıyor.
Mesajda, “Bu yaptığın nasıl bir sapıklıktır, nasıl bir açlıktır? Seni ittirmeme rağmen halen kendine doğru çektin beni. Benden Benden samimi bir şekilde özür dileyeceksin yoksa gidip savcılığa suç duyurunca bulunacağım. Kendimi zor tutuyorum” diyerek tepki gösterince, Çolak “Yüzüne karşı özür dilemiştim, tekrar dilerim” diye cevap yazıyor.
Bu mesajdan sonra büyük ihtimalle bir avukatla görüştü ya da kendisi durumun aleyhine olacağını sanıp bu attığı mesajı sildi. Ama müvekkilim B.K. mesajın ekran görüntüsünü almıştı, olur da mesajı siler diye. Zaten mahkeme bu ekran görüntülerini delil olarak kabul etti. Çolak mesajı sildikten sonra “Sen bana sarkıntılık yaptın” gibi mesajlar atmaya başladı. İlk attığı mesajın ve silip sonradan attığı mesajların ayrı ayrı ekran görüntülerini mahkemeye sunmuştuk.
Çolak, kendisinin tacize uğradığını söylüyor yani. Bu iddiaları mahkemeye yansıdı mı?
Mahkemede de bir anda bu tarz şeyler söylemeye başladı. Müvekkilime değişik ithamlarda bulundu. Hatta mahkemede sözlü tartışmaya döndü olay. Hakim, Çolak’ı mahkeme dışına çıkardı bu sözlü tartışmalar nedeniyle. Tabi yine bu ithamlar devam etti. Çolak, müvekkilimin onu ısrarla geç saatte çağırdığını, sarkıntılık yaptığını ve istediğini elde edemeyince böyle bir iftira attığı şeklinde ithamlarda bulundu. Bu arada biz bu davayı istinafa taşıdık. Biz verilen bu cezadan razı değiliz. Cinsel tacizde bulunan birisinin daha büyük bir ceza alması gerekiyor.
KUMPAS İDDİASIYLA KENDİNİ AKLAMAYA ÇALIŞIYOR
Yaptığı haberler nedeniyle kendisine böyle bir kumpas kurulduğunu iddia ediyor. Çolak, yayınladığı açıklamanın ilk cümlelerinde “Foncusu, parti trolü, Kürtçüsü, Pelikancısı bir olmuş bana saldırıyor” ifadelerini kullanmış. Bu olayın bir kumpas olduğunu söylüyor.
Şimdi bu taciz olayı bir yıl önce gerçekleşiyor. Kumpas kurulacak olsa bir yıl önceki olaydan mı kurulacak? Yaptığı haberler nedeniyle kumpas kurulduğunu iddia ediyor. Son zamanlarda yaptığı haberler nedeniyle bu kumpas kurulduysa bir sene önceki olayla ne alakası olabilir?
“Sığınmacılara sapık diyen gazeteci sapık çıktı” gibi manşetlerle gündeme düşmüş. Tabi sonuçta bir gazeteci, onu iyi bir şekilde kullanması lazım. “Bakın görün, ben bu haberleri yaptığım için bana komplo kuruluyor. İşte böyle bir kumpasa çekildim ben” gibi ifadelerle algı oluşturuyor. Kaldı ki avukat B.K.’nin o gibi oluşumlarla hiç alakası yok. Çolak’ın iddia ettiği gibi parti trolü, pelikancı vs bu oluşumların tam zıttı bir düşünceye sahip müvekkilim. Yani güya müvekkilim oraların adamıymış da ona böyle bir kumpas kurmuş. Kimse bilmiyor tabi mağdur olan kişiyi.
OLMAYAN KAMERANIN GÖRÜNTÜSÜNÜ İSTEDİ
Delillerin karartıldığı iddia ediliyor. Kamera görüntülerini istediği halde vermediniz mi?
Öncelikle Çolak, ofisin fotoğraflarını yayınlamış. Yüksek ihtimalle birine çektirdi. Kendisinin gidip çekeceğini sanmıyorum. Fotoğrafları yayınlayarak hedef göstermesi zaten hukuka aykırı. Fotoğrafları görmüşsünüzdür. Balkon gözüküyor ki zaten balkonda oturuyorlar. Orada konuşuyorlar, kahve içiyorlar. Sonra müvekkilim B.K., fincanları içeriye bırakmak için kalkıyor Çolak da arkasından geliyor ve B.K.’ye saldırıyor. Bu olay içeride gerçekleşiyor. Fotoğrafta gördüğünüz kameralar bina yönetimine ait kameralar. Bu kameraların görüntüsü zaten mahkeme tarafından alındı. Fakat ofis içerisinde hiç kamera yok. Olmayan kamera görüntülerini isteyerek şüphe oluşturmaya çalışıyor. Biz mahkemeye ofis içerisinde kamera olmadığını beyan ettik.
Olaydan sonra avukat B.K. için süreç nasıl işledi?
Bu konu zaten müvekkilim iş hayatında olumsuz etki bıraktı. “O zaman ben hiçbir müvekkilime saat 6-7 sonrasına randevu vermeyeyim. Böyle bir ithamla mı karşılaşacağım” gibi şablon oluştu. Olaydan sonra müvekkilim olan avukat B.K., psikolojik sıkıntıya girdi. Haftalarca ofise gitmek istemedi. Hatta davasına baktığı her erkek müvekkille görüşeceği zaman yanında biri olsun istedi. Görüşmelerini ofis ortamında değil de insanların olduğu yerlerde yaptı. “Olur da bir saldırıya maruz kalmayayım” gibi telaşı vardı. Uzun bir süre bu şoku atlatamadı. Halen bir görüşme yapacağı zaman bizlerden yani meslektaşlarından “Bana eşlik eder misin” gibi yardım ister. Olay bir yıl öncesinde yaşandı ama hala yürürken arkasından birisi geliyor mu diye tedirginlikler yaşıyor.
SIĞINMACILARA TACİZCİ DİYEN BATUHAN ÇOLAK KİMDİR?
1986 doğumlu Çolak, kendisinin kurduğu Aykırı Haber’in genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Aykırı Haber’i kurmadan önce Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı Yeniçağ gazetesinden, ‘dolandırıcılık’ yaptığı gerekçesiyle kovulmuştu. Yeniçağ gazetesi, yaptığı haberle Çolak’tan davacı olduğunu ve iş akdinin fesh edildiğini duyurmuştu.
Aykırı’da yaptığı haberlerle sığınmacı düşmanlığını yayan Çolak, her fırsatta mültecilerin tacizci olduğunu yazıyordu. Suriyelileri hedef aldığı birçok haber yalan çıkmasına rağmen söylemlerine devam ediyordu. Urfa Araplarından doğma büyüme Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir genci “Suriyeli askerimiz” diyerek servis ettiği haberine yalanlama gelmesine rağmen haberi silmeyerek iddialarına devam etmişti. Bu olay nedeniyle sosyal medyada büyük tepki toplanmıştı.
İyi hal indirimi hakkında yaptığı paylaşımda hakimleri hedef alan Çolak’ın ‘iyi hal’ indirimi alması ise sosyal medyada tartışılanlar arasında yerini aldı.
MİT ŞEHİTLERİNİ İFŞA ETMİŞTİ
2020’de Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, Türkiye’nin desteğiyle Libya’da harekat icra ederken aynı dönemde Yeniçağ’da genel yayın yönetmenliği yapan Çolak, Libya’da şehit olan istihbarat şehitlerinin isimlerini ifşa ettiği için yargılanmıştı.
