Şayet çilek kokusu sizin için de mutluluk ve neşe demekse, işte burası mutluluk ve neşe dolu… İzmir’deki Soma Kadın Kooperatifi’nin küçük mağazasına girdiğimizde, bizi ilk karşılayan koku bu oldu. Pek çok leziz gıda ürünü arasında çilek reçeli, Somalı kadınların ürettiği ürünlerden biri…
Projenin adı “Güçlü Geçim Dayanıklı Toplum”. FAO Türkiye, Avrupa Birliği’nin mali desteğiyle, 10 ilde 13 kooperatife destek veriyor. En önemli amaç, mevcut kooperatifler için kapasite geliştirme programlarının uygulanması ve yenilikçi kooperatif uygulamaları yoluyla iş geliştirmenin desteklenmesi.
“KARANLIKTAN AYDINLIĞA DOĞRU ATILAN ADIMLAR”
Soma Kadın Kooperatifi’nin yolculuğu, 2014’te kömür madeninde yaşanan büyük bir patlamanın kenti sarsmasıyla başladı. Birçok insan sevdiklerini yitirdi. İşte o zaman Somalı kadınlar ailelerine destek olabilmek için üretmeye ve gelir yaratmaya karar verdi. Pazarlamadan sorumlu Fatma Özkal, “Karanlıktan aydınlığa çıktık” diyor.
4 yıllık yolculukları İl Tarım Müdürlüğü temsilcileriyle bir araya geldiklerinde olumlu bir yöne evrildi. Sinem Öztürk, Erkan Balık, Mevlüt Yenilmez, onlara FAO ile yaptıkları bir projeden bahsetti. Biz, kooperatife üye 26 kadının ürettiği çeşitli reçel ve tatlıların tadına bakarken Kooperatif Başkanı Sinem Say şu öyküyü paylaşıyor: “El sanatları ve tekstilde tecrübemiz vardı; bu proje ile birlikte, tarımı da öğrendik. Hedefimiz buydu; proje, bu hedefe daha kolay ve daha hızlı bir şekilde ulaşmamıza yardımcı oldu. Atölyemizi yeniledik, glütensiz gıda ürünleri üretmeye başladık. Aileleri, muhtarları ziyaret ettik; kadınları bizle çalışmaya ikna ettik. Soma’da daha önce hiç görülmemiş derecede bir değişim başlattık. Bu kadınların çoğu ilk geldiğinde utangaçlıktan konuşamıyorlardı bile; bazıları çocukları ya da akrabalarıyla gelmişti çünkü yalnız kalmak istemiyorlardı. Şimdi ise çok hırslılar, fikirler üretiyorlar ve özgüvenlerini geliştiriyorlar.” Kooperatif yönetim kurulu yönetim, finans, pazarlama, reklam, e-ticaret ve markalaşma konularında eğitimler aldı. Üyeler ise tarlada ve çiftliklerde iş başı eğitimlerin tadını çıkarttı.
“İŞİMİ MÜLTECİLERLE BİRLİKTE KURDUM”
Aynı zamanda 10 milyon Avro’luk bu proje, tarımda özel sektöre erişebilmeleri için mültecilere ve ev sahibi topluluklara eğitimler de sağlıyor. 3M Gıda şirketi sahibi Dilek ve Nusret Yıldız da mülteci istihdam eden bu tür işletme sahiplerinden… Nusret Yıldız, “Dürüst olmak gerekirse hikâyemiz 4 yıl önce başladı ve ben işimi mültecilerle birlikte kurdum” diyor. “Amerika, Kanada, Yunanistan ve Ortadoğu ülkelerinin çoğuna konserve yaprak sarması ihraç ediyoruz. 160 işçim var, 120’si Suriyeli. Ürünün doğası gereği günün her saatinde çalışmak zorundayız ve Suriyeli işçiler gece/gündüz vardiyalarından bir sıkıntı duymuyor. Bu yıl kapasitemizi 1000 tona çıkarmayı planlıyoruz ve eminim ki bu hedefe onlarla birlikte ulaşacağız. Mutfağımız, müziğimiz ve geleneklerimiz farklı ama birbirimizin düğünlerine katılıyoruz ve müziği ve yemekleri birbirimize göre uyarlıyor, kolayca anlaşıyoruz.”
Projenin en büyük yararını sorduğumda Dilek Yıldız şöyle cevap veriyor; “Üretim kapasitemizi düşürmek zorunda kalacaktık, bu kadar kişiyi işe almaya gücümüz yetmezdi. Mülteci işçilerin çalışma izinlerini aldık ve sigorta primleri 6 ay boyunca projeden ödendi. Türk işçilerimiz de eğitim aldılar ve biz de bu eğitimlere katılarak birlikte çalışacağımız işçileri seçtik.”
Delal 19 yaşında, ailenin 6 çocuğundan bir tanesi, 4 kardeşi de aynı fabrikada çalışıyor. Şanlıurfa ve Ankara’da yaşadıktan sonra aile Manisa’ya taşınmışlar. Delal burada çalışmaktan memnun. “Burada çalışmasaydım evde oturup televizyon izleyecektim. Onun yerine burada arkadaş ediniyorum ve para kazanıyorum. Burada güvende hissediyorum çünkü yasal olarak çalışıyorum ve sigortam bu projeden karşılanıyor.”
Eren Doğan, projeden yararlanan Yilmazlar Tarim firmasının müdürü. “Bu projeden önce mültecilerle birlikte çalışmamıştım. Hijyen, dil, mesleki eğitim gibi eğitimlere katılan herkesi işe aldık. Bu projeden önce fabrikada çalıştıracak işçi bulmakta zorlanıyorduk. Çalışma azimlerinden ve kaydettikleri ilerlemeden memnunum. Bu proje tam da ihtiyacımız olan eğitimli işgücüyle işimize destek oluyor ve işçilerin sigorta primleri için verilen destek sayesinde mülteciler de yasal olarak çalışabiliyorlar.”
BAZI KAZANIMLAR
Proje hem Türk hem de Suriyelilere ulaşmayı hedefliyor. Bugüne kadar yaklaşık 3000 yararlanıcı sürü yönetimi, sebze ve zeytin yetiştiriciliği, fırıncılık, paketleme ve ambalaj ve bağcılık alanlarında mesleki eğitimlere katıldı.
1500 yararlanıcı Çiftçi Tarım Okulu (ÇTO)’nda zeytin, fıstık ve çilek üretimi; küçükbaş hayvancılık ve sürü yönetimi; seracılık faaliyetlerine katıldı.
Yaklaşık 1000 Suriyeli, Afgan, Iraklı ve İranlı Türkçe dil eğitimlerini tamamladı.
1500 kadar Suriyeli yararlanıcı, 10 ildeki Tarımsal Beceri Geliştirme Programı (TBG) faaliyetlerine katıldı ya da katılmaya devam ediyor. 1000’den fazla yararlanıcıya çalışma izni muafiyetleri verildi.
Proje, insanlara yeni fırsatlar sunmak, kapasitelerini geliştirmek ve kendilerine güvenmelerini sağlamak üzere 10 ilde devam ediyor. Bazen bir adım atabilmek için biraz destek değil midir ihtiyacımız olan? Ve belki de çileklerin kokusudur bizleri mutlu edecek şey.