Dünya Sağlık Örgütü’nün ( WHO ) uyarısı, Çarşamba günü yayınlanan mülteci ve göçmenlerin sağlığına ilişkin ilk raporunda yer alıyor.
Hareket halindeki insanların ihtiyaçlarına duyarlı sağlık hizmetlerine erişebilmelerini sağlamak için acil eylem çağrısında bulunuyor.
“İster seçimle, ister zorla, hareket halinde olmak insan olmaktır ve insan yaşamının bir parçasıdır. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, bir kişinin motivasyonu, durumu, kökeni veya göçmenlik durumu ne olursa olsun, sağlığın herkes için bir insan hakkı olduğunu ve evrensel sağlık kapsamının mültecileri ve göçmenleri içermesi gerektiğini açık bir şekilde yinelemeliyiz” dedi.
ZORLU ZAMANLAR
Küresel olarak, yaklaşık bir milyar göçmen veya yaklaşık sekiz kişiden biri var.
Hastalık, kıtlık, iklim değişikliği ve savaş, insanları anavatanlarından kaçmaya zorladı ve Ukrayna’daki çatışma, dünya çapında yerinden edilmiş insan sayısını tarihte ilk kez 100 milyonun üzerine çıkarmaya yardımcı oldu.
Dünyanın dört bir yanından gelen kapsamlı bir veri incelemesine dayanan rapor, mültecilerin ve göçmenlerin doğal olarak ev sahibi topluluklardan daha az sağlıklı olmadıklarını ortaya koyuyor.
KİRLİ, TEHLİKELİ İŞLER
Daha kötü sağlık sonuçları, dilsel, kültürel, yasal ve diğer engellerle birleştirilen eğitim, gelir ve barınma gibi çeşitli optimal olmayan sağlık belirleyicilerinin etkisinden kaynaklanmaktadır.
Rapor, özellikle diğer faktörlerle birleştiğinde, göç ve yerinden edilme deneyiminin sağlık ve esenlik açısından kilit bir faktör olduğunun altını çiziyor.
Ayrıca, dünyadaki 169 milyon göçmen işçinin önemli bir kısmı kirli, tehlikeli ve zorlu işlerde istihdam edilmektedir.
Göçmen olmayan işçilerden daha fazla iş kazası, yaralanma ve işle ilgili sağlık sorunları riski altındadırlar. Durum, sağlık hizmetlerine genellikle sınırlı veya kısıtlı erişimleri ve kullanımları nedeniyle de kötüleşmektedir.