Şimdi gelin, bu üç şehirden Gençlik Hikayeleri’ne katılan gençlerin birbirinden farklı hikayelerine şöyle bir göz atalım.
Hikayelerimizi anlatmanın pek çok farklı yolu vardır. Bir video çekmek ise, hikayelerimizi kültür ve dillerin ötesinde aktarmanın en etkili yollarından biridir. UNICEF, Türk ve Suriyeli gençleri bir araya getirerek kendi hikayelerini ve deneyimlerini paylaşmalarını sağlama amacı ile, gençleri kendi kısa videolarını planlama, çekme ve düzenleme konusunda eğitmek için bir dizi “Gençlik Hikayeleri” atölyesi gerçekleştirdi. UNICEF tarafından düzenlenen “Gençlik Hikayeleri” atölyeleri, gençlerin hikayelerini anlatacak ve seslerini toplumda duyurabilecek bilgi ve becerileri nasıl edinebileceklerine iyi bir örnek oldu.
Şimdi gelin, bu üç şehirden Gençlik Hikayeleri’ne katılan gençlerin birbirinden farklı hikayelerine şöyle bir göz atalım.
Esma (16), telefonunu tripoda takarken, “Bu etkinlik beni çok bilinçlendirdi. Her gün başka bir şey öğreniyorum ve bu benim çok hoşuma gidiyor” diyor. Esma, Suriyeli ve Türk gençleri bir araya getiren Gençlik Hikayeleri atölyesinde vidolarla hikaye anlatmayı öğrendi. Eğitimin düzenlendiği üç şehirden biri olan İstanbul’da yaşayan Esma, “Suriye’ye dair çok bir bilgim yoktu. Farklı kültürlerden bir şeyler öğrenmek gerçekten çok güzel” diyor. Atölyelerde engelli bireylerin hakları üzerine bir belgesel çeken Esma, “Bu proje bitse bile insanları bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak adına daha çok video çekeceğim, daha çok belgesel yapacağım, röportajlar yapacağım ve bunu hayata geçireceğim” diye ekliyor.
Gençlik Hikayeleri atölyesine Şanlıurfa’dan katılan Ahmet Hasan (16) ise, bize proje kapsamında su israfı ve kuraklıkla ilgili bir belgesel çektiğini anlatıyor. İnsanlarda su israfı konusunda farkındalık yaratmak istediğini belirten Ahmet Hasan, “Normalde okulda öyle herkesle konuşan biri değilim ben. Ama bu projeden dolayı açılabildim biraz, çevrem biraz açıldı. İnsanlarla röportaj bile yapabildim” diyor. Gülümseyerek, “Gençlerin kendilerini ifade etmeleri için güzel bir proje oldu” diyor Gençlik Hikayeleri için.
Ula (16) da, Suriye’den Türkiye’ye geldikten sonra eğitime Şanlıurfa’dan katılan öğrencilerden. “Suriyeliler ve Türkler arasında benzerlikler var, kültür de, yemekler de benziyor. Bunları etkinlikte öğrendim ve çok hoşuma gitti” diyor. Ula, belgeseli ‘Ortak Kültür’de, Suriye ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlik ve farklılıkları inceliyor.
Atölyeye Konya’dan katılan bir başka öğrenci olan Nazlıcan (16) ise, belgeselinde pandemi sırasında evde yapılabilecek aktiviteleri anlatıyor. Nazlıcan, “Bir kadrajdan bir anı yakalamak ve o kadrajdan aynı şekilde o duyguyu verebilmek benim için çok kıymetli” derken, annesi ise “Nazlıcan, fotoğraf ve video çekmeyi önceden de seviyordu ama şimdi daha çok ilgi duyuyor” diyor.
UNICEF, “GENÇLİK HİKAYELERİ” ÇALIŞTAYINI AVRUPA BİRLİĞİ’NİN DESTEĞİ İLE DÜZENLİYOR
UNICEF, Avrupa Birliği’nin cömert desteği ile, Suriyeli ve Türk gençlerin katıldığı ve temel film yapım tekniklerinin anlatıldığı “Gençlik Hikayeleri” isimli seri çalıştaylar, altı ay boyunca İstanbul, Konya ve Şanlıurfa’da düzenlendi. Normalde yüz yüze olması planlanan eğitimlerde, 44 genç çevrim içi oturumlar ile eğitim aldı. Yine de, eğitimin online olması, çocukların birbirleriyle kaynaşmalarını ya da video çekme tekniklerini etkin bir şekilde öğrenmelerini etkilemedi. Çalıştaylarda, gençlerin cep telefonları ile çektikleri kısa filmler aracılığıyla kendi hikayelerini anlatmaları amaçlandı. Katılımcılar tarafından seçtikleri konuları öne çıkartan 25 kısa film üretildi. Eğitimler, video yapım tekniklerinden kamera kullanmaya, röportaj yapmaktan kadraj seçmeye ve video montajlamaya dek pek çok konuyu içerdi.
“Gençlik Hikayeleri” çalıştayları, UNICEF tarafından en savunmasız durumdaki çocuk ve gençlerin eğitim imkanlarına erişimlerini sağlamak amacıyla yürütülen Okula Kayıt Destek (OKD) Programı kapsamında hayata geçirildi. Avrupa Birliği’nin desteği, UNICEF ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SSGD)’nin işbirliğinde gerçekleştirilen OKD programı, okula gidemeyen sığınmacı çocukların eğitimlerinin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli hizmetler sağlamaktadır. Bu program kapsamında, saha ekipleri tarafından belirlenen 5-17 yaş aralığındaki çocukların koşulları tespit edilerek, ilgili uzman ve bakım hizmetleri ile yaşlarına uygun örgün ve yaygın eğitim kurumlarına yönlendirilmeleri yapılmaktadır.
