Belarus ve Litvanya arasındaki sınır bölgesinde mahsur kalan mülteciler kış koşullarıyla birlikte ölüm kalım mücadelesi vermeye başladı. Soğuktan ölümlerin de yaşandığı bölgede kimi mülteciler kazalar ya da donma nedeniyle uzuvlarını kaybediyor. Sınırdaki yetkililer acil yardımı geciktirmekle suçlanıyor.
VICE News, bacağı kesilen ve diğer beş parmağını donma nedeniyle kaybeden Sri Lankalı bir mültecinin ailesine ulaştı. Kayınbiraderi, Sri Lankalı mültecinin Litvanya’daki bir hastanede yattığını aktardı. 25 yaşındaki mültecinin, diğer mültecilerle birlikte sınırları geçmeye çalışırken kuzeydoğu Avrupa’nın bataklık ormanlarında koştuğu ve bu sırada bacağını kırdığı ancak zamanında tedavi olamadığı öğrenildi.
Eşi ve çocuğuyla birlikte Almanya’da yaşayan 37 yaşındaki Sri Lankalı kayınbiraderi, kendisinden en son haber aldığında Belarus’ta eğitim gördüğünü aktardı. Ancak Litvanyalı yardım görevlilerine göre genç mülteci “sürekli titreyecek kadar kötü durumda”: “Onu her gün arıyorum ve sürekli ağlıyor.”
Sri Lankalı genç mülteci, Litvanya ve Belarus arasında sıkışıp kalan yüzlerce kişiden biri ve her iki hükümet de Avrupa Birliği’nin mülteci politikalarından aldıkları güçle mültecilere kabus yaşatıyor. 2021 yılından bu yana Litvanya ve Belarus sınır muhafızları, mültecileri sınırın bir o yanından bir bu yanına şiddetle geri itiyor.
POLONYA SINIRINDA BULUNAN “CESETLER”
Belarus’un Polonya ile olan güneybatı sınırında da aynı sahneler yaşanıyor. Polonyalı yetkililer son haftalarda mülteci hareketlerinde bir artış gözlemlediklerini ve çok sayıda “ceset” bulduklarını söylüyor.
AB, Belarus’un otoriter devlet başkanı Alexander Lukaşenko’yu, kendisine uygulanan yaptırımları protesto etmek için mültecileri Belarus’a davet etmek ve ardından AB sınırlarına iterek kriz çıkarmakla suçluyor. Bu yaptırımlar Minsk’in Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına verdiği destek nedeniyle yoğunlaşmış durumda.
Hastanede yatan 25 yaşındaki Sri Lankalı mülteciyi temsil eden avukat ise yasal işlem başlatmayı düşündüklerini söyledi. Yardım görevlileri, yetkililerin 25 Ekim’de genç mülteciyi gözaltına aldıktan ancak üç gün sonra tıbbi yardıma başvurduklarını ileri sürdüler. Salı günü bir bacağı kesilen mültecinin diğer bacağının da risk altında olduğu belirtiliyor.
YARDIM ÇAĞRILARI EKİM AYIYLA BİRLİKTE ARTTI
Litvanya’daki Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) yetkilisi VICE News’e yaptığı açıklamada, aralarında çocuklu ailelerin de bulunduğu bazı grupların onlarca kez ileri geri itildiğini ve soğukta günler geçirdiğini söyledi.
Geçen yıl göçmenlerin büyük bir kısmını Ortadoğu’dan gelenler oluşturuyordu. Ancak mart ayında ülkeyi durma noktasına getiren ekonomik krizle sarsılan Sri Lanka ve ayrıca Pakistan, Hindistan, Nijerya, Mısır ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden gelen gruplar da giderek artıyor.
Sınır ormanlarında mahsur kalan mültecileri arayan bir yardım kuruluşu olan Sienos Grupe’nin bir üyesi de, grubun yardım hatlarına gelen çağrıların ekim ayından bu yana arttığını, bunun da havanın giderek soğumasından kaynaklandığını söyledi. Ekiplerinin bulduğu mültecilerin genellikle sefil koşullarda olduğunu belirtti.
İnternette taciz edilmekten ve soruşturma açılmasından endişelendiği için adının açıklanmasını istemeyen yardım görevlisi, “Bazen kar ya da yağmurdan korunacak bir yeri olmayan, çatısı ya da çadırı olmayan, bazen de çok az giysisi olan insanlar görüyoruz. İnsanlar hafif ceketleriyle gerçekten hazırlıksız geliyorlar. Kelimenin tam anlamıyla ayakkabısız insanlarla karşılaştık çünkü bataklıklardan geçerken ayakkabılarını kaybediyorlar” dedi.
GERİ İTME YASALAŞABİLİR
Öte yandan Litvanya’nın şu anda bakanlık emriyle uygulanan geri itme uygulamasının yakında yasalaşabileceği tartışılıyor. Bu yılın başlarında Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın, ülkenin 2021 yılında 2 binden fazla mülteciyi merkezlere kapatan otomatik gözaltı politikasını eleştirmesi üzerine yetkililer sert geri itme uygulamalarına odaklanmış.
Yerel medya sitesi LRT, geçtiğimiz ağustos ayından bu yana sınırlarda 18 bin geçme girişimi kaydedildiğini söylüyor. MSF yetkilisi de, gözaltına alınan kişilerin serbest bırakılmasına rağmen, çoğunluğu Afrika ülkelerinden gelen mülteciler olmak üzere bazılarının ağır koşullar altında tutulmaya devam ettiğini ve sınır dışı edilebileceklerini aktarıyor.